بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَمَّا رَأَوْهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ ٢٦

Onu gördüklerinde dediler ki: Herhalde biz yanlış geldik.

– İbni Kesir

بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ٢٧

Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık.

– İbni Kesir

قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ لَوْلَا تُسَبِّحُونَ ٢٨

Ortancaları dedi ki: Ben size demedim mi? Tesbih etmeli değil miydiniz?

– İbni Kesir

قَالُواْ سُبْحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٩

Dediler ki: Tesbih ederiz Seni Rabbımız, gerçekten biz, zalimlerden olmuşuz.

– İbni Kesir

فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَٰوَمُونَ ٣٠

Şimdi birbirlerini yermeye başladılar.

– İbni Kesir

قَالُواْ يَٰوَيْلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ ٣١

Dediler ki: Yazıklar olsun bize, doğrusu biz; azgınlardanmışız.

– İbni Kesir

عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِّنْهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ ٣٢

Belki Rabbımız bize bundan daha iyisini verir. Doğrusu biz; artık Rabbımızdan dilemekteyiz.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَ ٱلْعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلْءَاخِرَةِ أَكْبَرُۚ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ ٣٣

Azab işte böyledir. Fakat ahiret azabı elbet daha büyüktür. Keşki bilmiş olsalardı.

– İbni Kesir

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٣٤

Muhakkak ki müttakiler için, Rabbları katında Naim cennetleri vardır.

– İbni Kesir

أَفَنَجْعَلُ ٱلْمُسْلِمِينَ كَٱلْمُجْرِمِينَ ٣٥

Biz; müslümanları suçlular gibi tutar mıyız hiç?

– İbni Kesir

مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ٣٦

Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu